27 Nisan 2015 Pazartesi

HİNDİSTAN’DA YEME - İÇME VE KONAKLAMAYA DAİR YARARLI İPUÇLARI

KONAKLAMA
Oberoi Amanvillas Agra
Hindistan’da otel ayarlarken, hem Hindistan’ın genel olumsuz şöhreti; hem de oraya annem ve babamı götürüyor olmanın verdiği sorumluluk duygusuyla, mümkün mertebe risk almadan, iyi oteller ayarlamaya çalıştım.

Farklı türde otelleri deneyimlemek için de, seçimlerimi geniş bir yelpazede yaptım. Otellerimiz arasında, bir heritage* oteli de vardı; Hindistan’ın lüks otel zincirlerinden biri de... Ayrıca zaman zaman dünyaca ünlü standart zincirlerde de konakladık...

Otelleri araştırırken, bunların dışında çok hoş bağımsız butik oteller de gördüm ve bir çoğunda aklımın kaldığını itiraf etmeliyim. Bir de hostel ve konuk evleri, Hindistan’da oldukça yaygın, bunların da iyi değerlendirme alanlarından seçerseniz, sanırım bir sorun olmayacaktır; ama ben bu seyahatimde konuk evi ya da hostel denemedim.

Bu üç başlık altında topladığım otellerin her birinden  örnekler denedikten sonra, sonunda gördüm ki; otelleri ayırtırken dersinizi iyi çalışırsanız, asla sorun yaşamıyorsunuz. Şimdi gelin benim kendi deneyimlerime göre oluşturduğum bu üç kategoriyi de derinlemesine inceleyelim.
Rambagh Palace

1.Hindistan’nın lüks otel zincirleri: Esprili bir şekilde anlatmam gerekirse Hindistan’da kapısının iki yanında kocaman fil heykelleri ve türbanlı bir görevlisi varsa o otel büyük ihtimalle “lüks”tür. Hindistan her ne kadar fakirliği ve sınıflar arasındaki derin farklarıyla ünlü olsa da; her ülkede olduğu gibi, Hindistan’da da lüks içinde yaşayan, oldukça köklü bir zengin kesim var. Ben Delhi’deki Leela Palace’ta konakladım, gittiğim her şehirde en az bir Taj ya da Oberoi restoranını denedim. Bu üç zincirde de servis olağanüstü ve insan kalitesi de doruk noktada...

a. Taj Hotels: Meşhur Tata gruba ait, 55 lokasyondaki; 93 oteliyle Hindistan’ın en büyük otel zinciri... Taj otellerinin bünyesinde aynı zamanda kültürel miras (heritage) özelliği taşıyan oteller de mevcut... Taj otellerinin restoranları daima çok iyi, kendinizi şımartmak istediğiniz bir akşam mutlaka deneyin...
b. Oberoi Hotels & Resorts: 30 oteli iki de lüks teknesi olan zincir, lüksü bambaşka bir boyutta yaşayacağınız seçenekler sunuyor.
c. The Leela Palaces, Hotels & Resorts: The Leela’lar, genellikle her biri ünlü tasarımcılar tarafından dekore edilmiş, etkileyici mekanlarda hizmet veriyor. Diğerlerine göre daha küçük bir zincir; ancak detaylara harcadıkları dikkat ve emek övgüye değer...

NOT: Bu şık, ama pahalı otellerin misafiri olmasanız bile; restoranlarına akşam yemeğine gitmenizi tavsiye ederim. Böylece daha makulce bir fiyata sundukları lüksü deneyimleyebilir ve tadı damağınızda kalacak, unutulmaz bir gece geçirebilirsiniz.

    2.*Heritage Hotels (kültürel miras özelliği taşıyan oteller): Heritage oteller Hindistan’ın dört bir yanına dağılmış, kültürel miras özelliği taşıyan eski saray, hastane, konak vb. gibi binaların restore edilerek turizm hizmetine kazandırılması ile ortaya çıkmış bir kavram.

Heritage otelleri asla tek bir şirkete ait değil; hepsi farklı zincirler tarafından işletiliyor; bu sebeple hepsinin standartları ve fiyatları da birbirlerinden farklı...

Bu noktada size tavsiyem, otelin aldığı puan ve değerlendirmelere iyi bakın...  Gördüğüm kadarıyla Hindistan’da iyi değerlendirmeler alan bir otel, bunu sonuna kadar hak ederek alıyor; insanlar değerlendirmelerinde çok acımasız olabiliyorlar. Dolayısıyla çok iyi değerlendirmeler alan bir otel, o noktaya kolay gelmediği için işini çok ciddiye alıyor ve en iyisini yapmaya çalışıyor... Ve başarısını da fiyatına hemen yansıtıyor.

3. Dünyaca ünlü standart zincirler (Hilton, Ramada, Holiday Inn vb.): Burada zincirleri tek tek anlatmayacağım, zira kendileri bildiğimiz standart iş otelleri olarak tanımlanabilir. Standardı belli olan bu otellerde sizi, ne sonsuz bir lüks ; ne de kötü bir sürpriz bekliyor.

Bu otellerin en önemli avantajı; standart olmaları sebebiyle risksiz olmaları (ki aslında sadece ilk kez gidiyorsanız böyle bir standart arayışında oluyorsunuz) ve kadroları Hintli olduğundan servislerinin Avrupa’dakinden çok daha iyi olması... Dezavantajları ise sıkıcı olmaları; çünkü standart bir servis alıyorsunuz ve farklı hiçbir şey görme ihtimaliniz yok.


RESTORANLAR
Hindistan’da akşam yemeklerinin genellikle otellerin restoranlarında yenilmesi tavsiye ediliyor. Daha doğrusu; Trip Advisor’a, Lonely Planet’e ya da birçok bağımsız bloğa baktığınızda, iyi restoranların hep otel restoranları olduğunu görüyorsunuz; neyse ki aradan sıyrılan bir kaç bağımsız restoran da oluyor. Genel olarak sokaklardaki temizlik kavramını görünce, tavsiye edilen yerler dışında bir risk almak, insana çok da anlamlı gelmiyor. 

Yemekler için biz de çoğunlukla iyi değerlendirmeler alan bağımsız restoranları ve iyi otellerin içinde yer alan meşhur Hint lokantalarını seçtik. Hint mutfağının dışına çıktığınızda, ithal malzeme yediğinizden, çok parlak bir kaliteyle karşılaşmıyorsunuz. Genel kanının aksine; Hint mutfağı dünyanın en aromatik, en çarpıcı mutfaklarından bir tanesi bence... Biz de, hazır buradayken, Hint mutfağını biraz derinlemesine tanıyıp, yerinde, en iyi örneğini tatmanın keyfine varalım dedik... İşte size gittiğim şehirlerdeki restoranlardan birkaç öneri...

DELHİ:
Jamavar:
The Leela Palace’ın içinde bulunan Hint restoranı oldukça şık ve akılda kalacak kadar iyi bir personele sahip. Burada yiyeceğiniz her şey çok lezzetli, ancak daal* Jamavar, akıllara durgunluk verici bir lezzette...

Bukhara:
ITC hotelin içinde bulunan Bukhara, Clinton ve Obama’yı ağırlamış olmasıyla tanınıyor. Aslen bir kebap restoranı olan Bukhara, mükemmel bir personele sahip, yemek boyunca iyi ellerde olduğunuzu size hissettiriyorlar. Bukhara’nın bir diğer özelliği masalarda çatal bıçak bulunmadığından, yemeği gerçek bir Hintli gibi eliniz ve naan* ile yiyorsunuz. Ve size tavsiyem buradaki kuzu budunu kaçırmayın; hayatımda yediğim en lezzetli kuzu olduğunu söylesem abartmış olmam sanırım...
Bukhara'nın enfes kuzu budu

AGRA:
Esphahan:
Agra’daki muhteşem Oberoi otelin içindeki gurme Hint restoranı Esphahan’da thali* denedim, fena değildi, ama böyle bir restoran olunca insan biraz daha zengin ve süslü bir thali bekliyor, menüye tatlıyı dahil edeceklerine, farklı chutneyler, bol naan, poppadom ve belki bambaşka bilmediğim şeylerle zenginleştirilmiş olabilirdi mesela... Ayrıca Esphahan’da servis oldukça yavaştı, ancak ortam ve müzik bütün günün kaosunu silmeye yetecek güzellikteydi.

JAİPUR:
Cinnamon:
Taj Oteller grubuna ait, Jaipur’daki Jai Mahal Palace otelinin içindeki Cinnamon restoran, bir çok bölmesi olan bir tasarıma sahip olduğundan, her bir masa bir bölmeye yerleştirilmiş ve bu kendinizi kalabalıktan uzakta, özel bir yemek yiyormuş gibi hissetmenizi sağlıyor. Menüsünde Racastan, Awadh, Haydarabad ve Keşmir mutfaklarına ayrılmış bölümler var, her şey çok lezzetli... Acı seviyorsanız Racastan bölgesine özel kuzu yemeğini kaçırmayın, yerken kah acıdan; kah zevkten ağlayabilirsiniz.
Rambagh Palace'ın içindeki Suvarna Mahal
Suvarna Mahal:
Kendinizi bir mihrace gibi hissetmek istiyorsanız, bir zamanlar Jaipur Mihracelerinin yazlık sarayı olan; ama şimdi Taj otelleri tarafından işletilen; belki de Hindistan’ın en ayrıcalıklı oteli Rambagh Palace’ın içinde bulunan Suvarna Mahal, gerçekten de sarayın büyük yemek salonunda hizmet veriyor. Tavanları zamanında bir İtalyan sanatçı tarafından boyanmış bu ayrıcalıklı oda da oturduğunuz koltuklardan, yemek yediğiniz tabaklara kadar her şey birinci sınıf...
Yediğiniz her şeyin lezzeti, ortamın sunduğu ayrıcalıklı duyguyla uyumlu; Hindistan’da yiyebileceğiniz en lezzetli yemeklerden biri sanıyorum burada... Bütün bu muhteşemlik, fiyata da maalesef yansımış durumda...

VARANASİ:
Varuna:
Size Varanasi’de Ganj kenarındaki teras kafelerden tavsiye edebileceğim birkaç yer olsaydı keşke, ama Varanasi başka bir gezegen ve maalesef güzel bir yemek için ghatlardan uzaklaşıp, yine bir Taj oteli içine tıkışmanız gerekiyor. Varuna, Varanasi’nin nispeten zengin mahallesi, Cantonement’teki Taj Ganj otelinin restoranı...
Üç gün boyunca ghatlarda şoka uğradıktan sonra, bir motorikşa ile buraya gelip, ortamdan böylesine kopmak ve sonra yine o motorikşa ile ghatlardaki otelimize dönmek sarsıcı derecede lezzetli ve eğlenceli bir aktivite oldu.

Varuna’nın ortamının herhangi bir özelliği yok ama Varanasi’de o kadar sarsılıyorsunuz ki; bu standart salon bile size özel görünebilir. Varuna’nın tattığımız her şey istisnai; öğrendiğimize göre mutfak personelinin tamamı kadınlardan oluşuyormuş, belki de işin sırrı budur...

20 Nisan 2015 Pazartesi

10 MADDEDE HİNT MUTFAĞINI TANIMAK & HİNT ŞARAPLARINA DAİR BİRKAÇ İPUCU

Ön yargılarınızdan kurtulun, dünyanın en köklü ve en şaşırtıcı lezzetleriyle tanışacağız. Kabul ediyorum, Hint mutfağı çeşitli sebeplerden çok da çekiciymiş gibi görünmüyor; ama gelin görün ki işin aslı öyle değil...

Şimdi sizlere olabilecek en basit şekilde, Hint mutfağının sırlarını 10 maddede anlatmaya çalışacağım. Bu yazıyı okuduktan sonra, bir Hint restoranında hiç zorlanmadan sipariş verebilecek ve afiyetle yiyebileceksiniz.
Hint Sofrası
  1.  Başlangıçlar sossuz; ana yemekler sos içinde pişiyor: Öncelikle, Hint mutfağı deyince ilk akla gelen yemek olan, körili sos içinde pişen yemekler; standart Türk ağız tadına hitap etmiyor. Ama Hint mutfağı sadece körilerden ibaret bir mutfak değil; sossuz ama lezzetli; kuzu, deniz ürünü ve tavuk yemeklerini her zaman başlangıçlar içinden seçebiliyorsunuz.
  2.  Poppadom –  Naan: Hint mutfağının ekmeklerine bayılacaksınız; çıtır çıtır bir cips kıvamında olan aromatik poppadom, her yemek öncesinde otomatik olarak geliyor, yanında gelen baharatlı reçel olarak tarif edebileceğim, “chutney”lerle de çok yakışıyor. Naan ise Türk ağız tadına fazlasıyla uygun odun ateşinde pişmiş taze pide; bir çok versiyonu var ama en lezzetlileri tereyağlı ve sarmısaklı olanları... Naan aslında geleneksel Hint sofralarında kaşık yerine kullanılıyor.
    Poppadom
  3. Daal: Mercimeğin bu kadar lezzetli bir şeye dönüşebileceğini bilseydiniz, her gün mercimek yerdiniz, nitekim Hintliler de öyle yapıyorlar. Her tür mercimekten yapılabilen, bol tereyağlı ve nefis baharatlı “daal” her sofranın vazgeçilmezi... Her bölgenin, hatta her restoranın “daal” tarifi birbirinden farklı olabiliyor, ama emin olun hepsi birbirinden lezzetli... Özellikle restoranların kendi adını taşıyan daal’lar unutulmaz lezzette oluyorlar.
  4.  Taze peynir (Cottage Cheese): Yine Hint restoranlarında çok rastlanılan bir başlangıç olan taze peynir, genellikle pişirilerek servis ediliyor. Özellikle ızgara yapıldığında ya da fesleğen sosuyla hazırlandığında çok lezzetli oluyor.
  5. Biryani: Etli ya da sebzeli pişirilebilen, çok lezzetli bir pilav çeşidi olan “biryani” de Türk ağız tadına son derece uygun bir yemek... “Biryani”, genellikle ana yemekler arasında geçiyor, ama sebzeli versiyonu; soslu ya da sossuz herhangi bir et yemeğiyle çok yakışıyor.
  6. Hindistan’da dana eti bulamayacaksınız, ama kuzu bazlı yemekler çok başarılı: Hindistan’da ineklerin kutsal kabul edilmesi dolayısıyla, dana eti bulamayacaksınız. Tavuk, kuzu ve deniz ürünlerinden oluşan menüler içinden, bence bu mutfağın baharatlarıyla en çok yakışan ve yine Türk ağız tadına en uygun alternatif kuzu... Özellikle sossuz pişirilen kuzu yemekleri arasında unutulmaz lezzetlere rastlayabiliyorsunuz.
    Meşhur Bukhara Restoran'ın, meşhur kuzusu
  7.  Thali: Diyelim ki çok açsınız ve ne yemek istediğinizi bilmiyorsunuz, menüdeki birçok şeyi de merak ediyorsunuz; o zaman “thali” tam size göre. Bir gümüş tepsi içinde, üçü başlangıç, üçü ana yemek olmak üzere altı küçük kap yemek; ayrıca pilav, naan, poppadom ve şanslıysanız chutneyler servis ediliyor. Hint mutfağını tanımak için de iyi bir alternatif olan “thali”, hem barındırdığı lezzetler bakımından, hem de miktar bakımından çok zengin...
    Thali
  8. Tatlılar: İşte bu konuyu çözemedim, bugüne kadar hiçbir yemeği kategorik olarak reddetmemiş olan ben, ne yaparsam yapayım, Hint mutfağının tatlılarıyla barışamadım. Hint tatlılarını size şöyle tarif edebilirim; çeşitli tuhaf sıvılar emdirilmiş olduğundan hamur tatlıları sünger kıvamında ve insanın ağzında adeta büyüyor; aykırı baharatlarla dolu, tatlı ve sütlü şuruplarla içinizi yakacak kadar da tatlı... Keşke nefis, aromatik ve ağızda dağılıyor falan diyebilseydim ama diyemeyeceğim, üzgünüm... Yine de siz bir deneyin, ne de olsa zevkler kişiseldir...
    İyi bir restoranda tatlı tabağı
  9.  Lassi: Bu bir çeşit tatlı ayran olarak anlatılabilir belki; buz gibi soğuk içiliyor ve çeşit çeşit aromaları var; mango favorim, vanilyadan, muza, çileğe bir çok meyve ve aromatik baharatlarla tatlandırılabiliyor. Bence smoothie’nin çıkış noktası gibi düşünürseniz, hoşunuza gidecek.
  10. Masala Çayı: Hindistan’da misafir olacağınız her yerde, sizi buyur ettiklerinde masala çayı ikram ediliyor. “Masala”nın kelime anlamı baharat ve masala çayı da, kuvvetli aromasıyla ünlü Assam çayının; tarçın, muskat cevizi, yıldız anason, karanfil, kakule gibi aromatik baharatlarla karıştırılıp, demlenmesiyle ve ardından da bol şeker ve süt ile karıştırılmasıyla hazırlanan lezzetli bir çay... Özellikle Türk çayının kuvvetine en yakın, ama çok daha kaliteli bir çay olarak bilinen Assam çayı içermesi sebebiyle bizlerin ağız tadına son derece uygun... 

Bu bilgiler ışığında, bir Türk için ideal bir iki kişilik yemek siparişini şöyle özetleyebilirim; sarmısaklı ve tereyağlı “naan”lar, bir “daal”, bir başlangıç kuzu yemeği (sossuz), ikinci ana yemeği soslu seçmek isteyebilirsiniz ve bir sebzeli “biryani”... Bu son derece yeterli ve doyurucu bir sipariş oluyor, unutmayın her şeyi ortaya söyleyip paylaşıyorsunuz. Tabii açlık, merak ve ağız tadına göre değişik şeyler denenmeli mutlaka ve “thali” de kesinlikle tavsiye edeceğim bir alternatif.
Kuzu, biryani, karides, fesleğen soslu taze peynir ve köfte...

Eğer yeni tatlara açıksanız, mümkün olduğunca farklı şeyleri deneyin; eğer değilseniz benim yukarıda verdiğim öneriyi temel alarak Hindistan’da çok mutlu olabilirsiniz.

HİNT ŞARAPLARI
Hint şarabı duymuş muydunuz hiç? Hindistan, neredeyse her konuda olduğu gibi şarap üretimi konusunda da oldukça iddialı bir noktaya gelmiş durumda.  Bir ülkeye gidince, oranın yerel ürünlerine oldukça meraklı olduğum için, Hint şaraplarını büyük bir heyecanla denedim... Sonuç şaşırtıcı derecede iyiydi; durum böyle olunca her fırsatta farklı bir tanesini denemeye çalıştım. İşte Hint şaraplarına dair birkaç ip ucu...
  • Üç marka öne çıkıyor; Sula, Grovers ve Fratelli... Ancak bir şehirde bulduğunuz bir çeşidi, bir başka şehirde bulamayabiliyorsunuz, üzerlerinde genelde “sadece şu eyalette satılabilir” gibi uyarılar oluyor.
  •  Denediğim şarapların çoğunluğu ortalamanın üzerindeydi. Özellikle Şiraz üzümü içeren şarapların çok başarılı olduğunu söylemeliyim. Şiraz içeren bütün şarapları gönül rahatlığıyla deneyebilirsiniz.
  • En iyi şaraplık üzümlerin yetiştirildiği bölge Nashik vadisi... Hindistan’ın en iyi şarap markası kabul edilen, Sula’nın bağları da burada bulunuyor. Ayrıca belli başlı bağlarda, tadım ya da farklı aktivitelere katılıp, şık otellerinde kalabiliyorsunuz. Ayrıntılı bilgi için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz; http://goindia.about.com/od/wheretoeatdrink/tp/best-india-wines-vineyards.htm
  • Deneyip de beğendiğim birkaç şarabı da, sırasıyla aşağıda paylaşıyorum, umarım deneme imkanınız olur.

o   Sula Dindori Reserve 2013 Shiraz
o   Fratelli Classic Shiraz
o   Grovers La Reserve 2011

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BİRKAÇ NOKTA
  •  Size getirilen suyun kapalı bir şişede olduğuna emin olun. (Bununla ilgili sorun pek yaşamıyorsunuz, her yerde kapalı olduğunu gösteriyorlar, ama yine de aklınızda olsun)
  •  Buz iyi oteller haricinde kesinlikle tüketilmemeli; iyi otellerde bir sorun olmuyor.
  • Çiğ meyve sebze, genellikle iyi oteller haricinde tüketmemelisiniz, çünkü eğer yıkanıyorsa; tartışmalı olan şehir suyuyla yıkanıyor. Muz en güvenli alternatif... Kabuklu olup, kendiniz kapalı suyla yıkadığınız bir meyveyi afiyetle yiyebilirsiniz.
  •  Özellikle sokak yemeği yemeye kararlıysanız; çiğ yiyeceklerden mümkün mertebe uzak durun; kaynamış ya da kızarmış olduğundan emin olduğunuz şeyleri yiyin.
  •  Acıyla aranız iyi değilse, bir çok lokantada, yemeğin acılık oranını size göre ayarlayabiliyorlar.



16 Nisan 2015 Perşembe

6 MADDEDE HOLİ: RENKLERİN FESTİVALİ

Dedenizi ya da bütün yıl itiştiğiniz komşunuzu pembeye boyamak ister misiniz?
Holi Partisinden bir enstantane
Herkesin birbirine renkli toz boyalar atıp, su savaşı yaptıkları Holi bayramı her sene yazın başlangıcını kutlamak üzere, Mart ayının ilk yarısında Hindistan’da ve dünyada Hindu nüfusun olduğu yerlerde kutlanıyor... Hayır, yalnızca çocukların kutladığı bir bayram değil bu; ailelerin bir araya geldiği, bütün sınırlamaların kalktığı ve anneannenizle bile kahkahalar içinde boya ve su savaşı yapabileceğiniz bir bayram... Ve siz de Hindistan seyahatinizi bu tarihe denk getirip, bu harika bayramın bir parçası olabilirsiniz.

Renkler göz alıcı...
Holi Hindistan ve civarında öyle uzun zamandır kutlanıyor ki; hakkında araştırmaya başladığınızda bir çok farklı hikaye ve mitlere rastlayabiliyorsunuz. Bu sebeple Holi’nin ortaya çıkış mitlerine hiç girmeyeceğim, bu sefer... Bunun yerine, size Holi’yi 6 maddede özetleyip, seneye nasıl Holi’ye katılabileceğinizle ilgili biraz bilgi ve fikir vermeye çalışacağım...
Kutlamalar ateş başında başlıyor

1. NE ZAMAN?
Genellikle Hindu takvimine göre yılın başı ve aynı zamanda yaz mevsiminin başı sayılan Mart ayının ilk yarısında dolunay döneminde kutlanıyor. Bu her sene değiştiğinden, tarih, her sene belli bir süre önce aşağıdaki web-sitesinden açıklanıyor.
Jaipur pazarında boyalar
2. HOLİ HAZIRLIKLARI:
Hindistan’a, Holi’den dört beş gün önce gittiğim için, yediden, yetmiş yediye herkesin büyük coşkuyla kutladığı bu festivalin ön hazırlıklarını gözlemleme şansım da oldu. İnsanlar en güzel kıyafetlerini giyip, memleketlerine döndüklerinden, yollar hareketli ve rengarenk...  Pazar yerleri kalabalık; bayram sofraları için yiyecek; boya/su savaşları için rengarenk boyalar ve su tüfekleri ve Holi ateşi için özel hazırlanmış, yuvarlak tezekler başta olmak üzere, bir sürü acayip şey alınıyor. Ama en güzeli, çocukların heyecanı; çocuklar birkaç gün öncesinden, büyük bir özenle balonlara renkli sular doldurmak gibi yaratıcı saldırı hazırlıklarına başlıyorlar.

Gelenekleri sürdüren hep kadınlar
3. HOLİ ATEŞİ NEDİR?
İpe dizili küçük yuvarlaklar tezek, ateşe sunulanar arasında uçurtmalar, dua bayrakları, hindistan cevizleri var
Holi’den bir gün önce ay doğarken yakılan ve Holi’nin başlangıcını müjdeleyen, (Holika Dehan) ateşinin anlamını, “önce bütün yıl biriktirdiğimiz kötülükleri ve negatif olan her şeyi holika ateşinde yakıyoruz” diyerek tarif edebilirim. Holi ateşiyle geçen senenin bütün kötülükleri ateşe atılıyor, bu yeni bir başlangıç anlamına geliyor. Biz, Holi’yi Jaipur’da kutladık, Holi’den bir gün önce şehrin bir çok noktasında akşam yakılmak üzere dev çalı-çırpı vb yığınları hazırlanıyor ve özenle süsleniyor. Akşam anons edilen saat yaklaşırken, halk, bu yığınların çevresinde toplanıp, çılgınca dans etmeye başlıyor; evlerden kadınlar, içinde iplikler, boyalar, çiçekler olan tepsilerle gelip, yığının çevresine doladıkları iple birlikte dönerek ve ateşe boyalar, tütsüler, parfümler sunarak çeşitli ritüeller gerçekleştiriyorlar. Ritüelleri sürdürenlerin de; baskı altına alınanlarında hep kadınlar olması şaşırtıyor beni; zira erkekler o esnada kendilerinden geçmiş bir şekilde dans ediyorlar, “bhang lassi”* içmekten kafaları biraz mermer!?... 
Ateş yakılmadan önce yapılması gereken ritüeller yine hep kadınlar tarafından yapılıyor

Sonra müthiş bir kargaşa oluyor, meydana ellerinde meşalelerle motosikletliler giriyor, ne olduğunu anlayamadan, kötülükler dev bir ateşle yanmaya başlıyor. Ateşle birlikte müzik daha da yükseliyor, çılgınca dans eden koltuk değnekli bir adam görüyorum, boyalar saçılıyor her yana, köşede dünyanın en çok eğlenen evsizi kahkahalar atıyor üzerine sarı boyalar yağarken... Ve tüm halkın heyecanla beklediği festival resmi olarak başlamış oluyor böylece...
Kötülükler yanıp, kül olurken.
4. HOLİ GÜNÜ:
Ertesi sabah sokaklarda rengarenk boyalar içinde bir sürü insan görüyorsunuz. Merkeze yaklaştıkça aksiyon artıyor. Herkes “happy Holi” diyerek birbirini selamladıktan sonra, rengarenk boylarla birbirine adeta girişiyor... Ardından da su tüfekleri ve kovalara doldurulan boyalı sularla eğlenceli bir savaş başlıyor... Bu isterseniz şehir merkezlerinde oldukça kalabalık ve vahşi şekilde olabiliyor, ya da nezih Hintlilerin evlerinin bahçelerinde düzenledikleri Holi partilerine bir şekilde davet edilmeyi başarabilirseniz, bu da çok hoş bir deneyim... 
Evin büyükannesiyle çetin bir savaşa tutuştuktan sonra
Böyle bir partide evin büyükannesinin elinde bir su tüfeğiyle gelip, tüm konukları kırmızı su ile taramasına şahit olup, kendinizi büyükanneyi elinizde bir kovayla kovalarken bulabilirsiniz (benim durumum tam olarak buydu). Holi’nin en önemli özelliği; Hindistan gibi çok katı bir kast sistemi ile şekillenmiş bir toplumda bütün bariyerleri ortadan kaldırarak, senede bir gün de olsa herkesin eşit olduğu bir durum yaratması... Holi boyunca kast, cinsiyet ya da yaşla gelen tüm sınırlamalar ortadan kalktığı için herkes, herkesi boyayabilir, dilediği gibi birlikte eğlenebilir.
Bol ritim ve bol dans
5. MÜZİK:
Müzik Holi’nin vazgeçilmezi ve tamamlayıcısı; ateş yakılma anından bayram tatilinin bittiği son ana kadar her yerde çok yüksek sesli ve çok yüksek ritimli müzikler çalınıyor ve çılgınca dans ediliyor. Öyle ki; bu sene Holi’yi takip eden günler, hafta sonuna denk geldiği için, kutlamaların Pazar akşamına kadar yer yer devam ettiğini gördük. Bu sebeple, dört gün boyunca dans ve müzik her yerdeydi. Mesela kutsal şehir Varanasi’de, akşam Ganj nehri kenarındaki ayinler, ölü yakma törenleri ve şehrin tuhaf ve ulvi havasından çok etkilenmiş olarak, sandalla otelimize dönerken bir tapınağın önünde çok yüksek sesle “Aaare you reeaadyy?” çalarak, çılgınca dans eden bir grup genci, ulviymiş, kutsalmış dinlemeden Ganj’ı inim inim inletirken görmek çok şaşırtıcı ve aynı ölçüde hoş...

 6. *BHANG LASSİ:
Holi öyle bir bayram ki; alkol ve hatta kenevir gibi keyif verici maddeleri tüketmek, geleneksel olarak da teşvik ediliyor. Mesela içinde kenevir olan bir çeşit tatlı ve baharatlı ayran olan “bhang lassi” sadece bu bayram için evlerde yapılıp, konuklara servis ediliyor. Boya ve su savaşına ara verdiğinizde, dedenizle kenevirli içecek içebiliyorsunuz!? İşte böyle bir bayram Holi...
Günün en güzel hatırası...
Mesele senede bir gün kendini bırakmak, tüm sosyal baskıdan sıyrılıp, içinden geldiği gibi davranabilmek ve bunun için özür dilemek zorunda olmamak... Aslına bakarsanız anlaşmazlık yaşadığınız bir yakınınızla böyle bir ortamı paylaşıp da; anlaşmazlığınızı çözememe olasılığınız olamaz bence... Sonuç olarak Holi, insan tabiatına son derece uygun ve faydalı bir gelenek... Ben çok sevdim...

Şimdi gelelim seneye nasıl Holi’ye katılabileceğinize... İlk maddede verdiğim linkten yayınlanacak tarihi takip edip, bir bilet alabilir ve içinizden geldiği gibi, içinizden gelen yerde Holi ruhunu içinize sindirebilirsiniz.

Benim yaptığım türde, daha planlı bir tur için size Fest Travel’ın, bireysel seyahatlerle ilgilenen şirketi En Gezi’yi tavsiye ediyorum. Hindistan seyahatimi planlarken sürekli bizimle olacak bir şoförlü araba ve çeşitli şehirlerde yerel rehberler olsun diye yola çıkmış ve En Gezi ile böylece bağlantıya geçmiştim. Farklı öneriler ve yüksek rehber kalitesiyle bütün seyahatimize renk katmakla kalmadılar; aynı zamanda Holi’de muhteşem bir partiye davet edilip, harika insanlarla tanışma deneyimini yaşattılar bize... Üstelik “bunu bizden alırsan, şunu da almak zorundasın” gibi zorlamalar da yapmıyorlar. Kesinlikle tavsiye ederim.


Bir çok şirketin Holi temalı paket turları da mevcut ama ben paket turcu değilim, biliyorsunuz...